28 Temmuz 2014 Pazartesi

TRANSCENDENCE / EVRİM


johnny depp 
Yönetmen: Wally Pfister
Senaryo: Jack Paglen
Oyuncular: Johnny Depp, Morgan Freeman, Rebecca Hall
Vizyon Tarihi: 2014  
 
Türkiye'de her yerde afişi asılmış fragmanları dönüyorken, Türkiye vizyon tarihi imdb'de bile açıklanmışken (30 Mayıs), son bir hafta kala ortadan tüm afişleri kalkan, vizyona da girmeyen bir film oldu Transcendence. Amerika'da ise beklenilenden çok daha düşük hasılat elde etti. Çok da eleştirilen bir film oldu. 
Oysa ki film kötü veya sıradan konulu bir film değil. Başrolde Johnny Depp olunca beklentiler artıyor. Johnny Depp ismine yakışacak kadar iddialı bir film değil belki ama, başrolde Johnny Depp gibi fenomen bir isim yerine daha standart bir oyuncu kullanılsaydı filmden beklentiler yükselmeyecekti ve haksız eleştiriler almayacaktı büyük ihtimalle. 
nanoteknolojiFilm, absürd bilim kurgulardan değil. Bir evrim var ortada, fakat genlerle alakalı değil. Bu kez diğer evrim inanışının aksine, nanoteknoloji ile gerçekleşen bir evrim. Önümüzdeki süreçte insan evrimi gerçekleşirse ne yönde olabileceği konusunda mantıklı bir fikir. Yapay zekayla nörolojinin birleştirilmesi sonucu oluşan yeni canlı formu. 
 Nanoteknolojiyle yapılan eller, vurulunca kendini tekrardan toplayan parçacıklar. Bir nevi ölümsüz gibiydi filmdeki yeni form. Ancak nanoteknoloji hakkında hiçbir fikriniz yoksa filmi saçma bulabilirsiniz. 
nanoteknoloji
Nanoteknoloji kısa tanımıyla; maddenin atomik, moleküler ve supramoleküler seviyede kontrolüdür (bilgi kaynağı:vikipedi).
Filmin başında konferansta Johnny Depp bilim adamı rolüyle sorular sorarak sorgulatıyor, düşündürüyor, güldürüyor ve filmin konusu tüm bu konuşmayla en başından kısaca özetliyor aslında: 
" 130 bin yıl boyunca neden akıl kapasitemiz hiç değişmedi? Nörölogların, mühendislerin, matematikçilerin, ve bu salondaki hackerların zekasını birleştirsek en basit yapay zekayla boy ölçüşemez bile. Bir kez çevrimiçi olursa, hisli bir makine biyolojinin limitlerini kolayca aşabilir. Ve kısa bir süre içinde analitik gücü, dünya tarihinde doğmuş tüm insanların beyninden daha iyi hale gelir. Şimdi böyle bir varlığın olduğunu hayal edin, insan duygularıyla dolu olduğunu, öz farkındalığının olduğunu. Bazı bilim adamları buna eşsizlik diyorlar. Bense Evrim diyorum. İnşa edilecek şey öylesine üstün bir zeka ki evrenin en esaslı sırlarını ortaya dökmemizi gerektirecek. 
Bilinç doğası nedir? Bir ruh var mıdır? Eğer varsa tam olarak nerde?"
ve ardından seyircilerden birinden kaçınılmaz soru geliyor: "Bir tanrı mı yaratmak istiyorsunuz? Kendi Tanrınızı?"

transdencence
nanoteknolojiFilmde aşka da değinilmiş, insan böyle bir forma dönüştükten sonra hala aşık kalabilir mi ya da siz ona hala aşık kalabilir misiniz? Sevgilinizin artık tüm vücut fonksiyonlarınızı bildiğini, kalp atışlarınızdan hormon seviyenizden ne hissettiğinizi her an bildiğini düşünün. Filmde kadın bu durumdan bocalayıp, ne hissettiğini bilemiyor. Hala aşık olup olmadığından emin olamıyor. 
Biraz aşk biraz bilim kurgu, ama bilim kurgu yönü daha ağır basan bir film olmuş Transcendence.
 
Filmin öne çıkan repliği : 
  "İnsanlar anlayamadıkları şeylerden korkarlar." 
imdb puanı: 6,4
  




22 Temmuz 2014 Salı

AMPHİBİOUS / DERİNDEKİ YARATIK

derindeki yaratık
Yönetmen: Brian Yuzna
Senaryo: San Fu Maltha, John Penney
Oyuncular: Verdi Solaiman, Mohammad Alitya, Steven Baray, Dorman Borisman...
Vizyon Tarihi: 2010 (Avrupa), 2014 (Türkiye)
 
3D olarak vizyona giren, sinemada izlemeye giderseniz vakit ve para kaybı yaşatacak amatörlükte film. Oyuncular sanki oyuncu değil de sokaktan rastgele adam toplanmış da oyna denilmiş gibi başarısız rol yapıyor. Sırf oyuncular yüzünden bile filme kendinizi kaptıramıyorsunuz. İmdb'de korku kategorisinde değerlendirilmiş ama izlerken korku yaşatmıyor. Belki sonrası için korkutabilir, daha sonra denize girerken film aklınıza gelirse :) 
 
wcÖlüm sahneleri mide bulandırıcı. Çocukların öldüğü sahneler var. Ortadan ikiye ayrılan bir çocuk, iskeledeki seyyar tuvalete oturduğunda aşağıdan kıskaç sokulan ve denize çekilen bir çocuk...
 
Başlarda yengeç izlenimi veren derindeki yaratık ise filmin sonlarına doğru tamamen görünüyor ve akrebi andıran bir görüntüyle ortaya çıkıyor. Ve yine oldukça itici bir ölüm sahnesi yaşanıyor.
 
akrep

Denizde yaşayan bir akrep fikri ne kadar saçmaysa film de tamamıyla o kadar saçma. En sonu da klişe bitirilmiş; yaratık öldürüldüğü halde, devamının gelebileceğini belirten yavru akrepler ortaya çıkıyor. Ortaya çıkış şekilleri ise en iticisi, filmin başından beri itici davrandığı halde filmdeki ölmeyen tek çocuk olan karakterin karnındaki yaradan çıkan akrepler... 
Filmi çok boş zamanınız varsa bile izlemeye tahammül edip itici sahnelerle ve çağın gerisinde kalmış basit efektiyle keyfinizi kaçırmayın. 
İmdb Puanı: 3,7


21 Temmuz 2014 Pazartesi

HOW I LİVE NOW / SENİNLE YASIYORUM



seninle yasıyorum

 Yönetmen: Kevin Macdonald
Senaryo: Jeremy Brock, Tony Grisoni
Oyuncular: Saoirse Ronan, Tom Holland, George Mackay, Harley Bird, Sophie Ellis
Vizyon Yılı: 2013 (Avrupa), 2014 (Türkiye)
 
      Savaş ortamının acısını gözler önüne sererek duygusal gerilim yaşattığı halde gençlik filmi diye nitelendirilebilecek bir film. Savaşı anlatan genel filmlerden farklı bir örnek.  Teenage kitleye de uygun,  ancak büyük kitleninde izlemeye devam etmek isteyeceği şekilde. Her kesime hitap edilmeye çalışılmış, iç içe geçmiş karışık bir konuya sahip; bir genç kızın takıntılı ruh hali, savaş, aşk...  
     Herkes ergenlik çağlarında etraftaki insanların söylediklerini kafasına az çok takmıştır. Etraftan duyduklarınızın kafanız içinde dönüp durabileceği takıntılı dönemler...  Film başroldeki kızın kafasının içindeki bu sesleri seyirciye dinleterek farklı bir açılış yapmış:
      
"İşe yaramaz, 40 kilo. İğrençsin, biliyor musun? Tanrım fakir insanlardan nefret ediyorum. Bedene bak. Senin derdin ne? Saç senin en ihtişamlı yerindir. Saçına şekil ver, yüzün ortaya çıksın. Kendinden hoşlanmıyorsan harika bir renk seç. Flörtleşmelerde şiddet ve taciz her tarafta oluyor. Başarılı insanlar büyük düşünür büyük hareket eder. Unutma, başarı mutluluğu garanti etmez. Yaşamın adil olmadığını kabul et." 
     


saoirse ronan
Saoirse Ronan
Film bu sesleri dinletirken siyah ekranda filmin prodüksiyon yazılarını izlettiriyor. Filmlerde bu yazılara dikkat etmeyen seyircinin ilgisini yazılara odaklamak için güzel bir yöntem olmuş.
 
Ardından seslerin sahibi olan kızı görüyoruz; Saoirse Ronan. 
Ki bana kalırsa filmi izlettiren en büyük neden Saoirse Ronan'ın oyunculuğu. 
 
    Amerika'dan İngiltere'ye kuzenlerinin yanına gelmiş bir kız (Daisy) rolünde Saoirse Ronan. Kuzenlerinden Eddie'ye aşık oluyor. Tam bir teenage filmi havasında başlıyor film, fakat bir yandan Daisy İngiltere'ye kuzenlerinin yanına geldiğinden itibaren Üçüncü Dünya Savaşını konu alacağının sinyallerini de veriyor.

eddie   
Üçüncü Dünya Savaşı başlıyor Daisy ve aşkı Eddie ayrı kamplara götürülüyorlar. 
Birbirlerineyse ne olursa olsun kamptan kaçıp tekrardan evde buluşma sözü veriyorlar ve film Daisy ve küçük kuzeni Piper'ın kamptan kaçıp eve geri dönüşlerini izleterek devam ediyor. Bu yolculukları boyunca duygulandıracak derecede sahneler var. Savaşın yarattığı duygusal gerilimi, rahatsız ediciliği oldukça hissettirmeyi başarmış. 

İmdb Puanı:6,5



15 Temmuz 2014 Salı

TOM A LA FERME / TOM CİFTLİKTE

xaiver dolan 
Yönetmen: Xavier Dolan
Senaryo: Xavier Dolan, Michel Marc Bouchard
Oyuncular: Xavier Dolan, Pierre Yves Cardinal, Lise Roy, Evelyne Brochu   
Vizyon Yılı: 2013 (Avrupa) 2014 (Türkiye)
"Bugün bana ait olan bir parça, 
 Öldü.
Ve ben...  
Yas tutamıyorum. Çünkü üzüntü kelimesinin tüm eş anlamlarını unuttum.
Şimdi sensiz yapabileceğim tek şey,
Senin bıraktığın boşluğu başka bir şeyle doldurmak olacak."
Sevgilisinin ölümünün ardından peçeteye yazdığı bu sözleri cenazesinde okuyamayan genç bir adam. Gizli bir ilişkinin zorluğunu onu kaybettikten sonra da çekmeye devam ediyor.
Xavier Dolan, eşcinsel bir yönetmen olarak durumun içinden gelen biri olarak en önemli zorluğu yansıtmış: Gizlenmek için, sevgilisini başka bir isimle tanıtmaya mecbur kalmak. Ölen gencin sevgilisi Tom, ama annesi onu Sarah olarak biliyor.
Tom ölen sevgilisinin yaşadığı çiftliğe geldiğinde sevgilisinin annesi Agathe söyleniyor; "olması gereken tek kişi burda değil!"  Kim o kişi diyor Tom. İlerleyen sahnelerde anlıyoruz ki Agathe oğlunun sevgilisi Sarah'dan bahsediyor, aslında orda olan Tom'dan.  
gayArdından Homofobik olduğunu düşündüren bir ağabey ortaya çıkıyor: Francis. Kardeşinin Tom'la olan ilişkilerini annesinin bilmemesi için çabalıyor. Film gizli bir ilişki yaşamanın zorluğunu çok iyi anlatıyor. Başarılı bir Lgbt teması içeren film olmuş. İnsanların bu durumu yaşayan insanları anlamasına yardımcı olabilecek bir film. Tom sevgilisinin acısını göstererek yaşayamıyor bile, ilk sahnelerde gizli gizli ağlıyor. 
Tom'un sevgilisinin ağabeyi Francis ile de bastırılmış eşcinsel duygular ile homofobinin ortaya çıkmasına değinilmiş. Francis başlarda homofobik davranışlar sergilese de, daha sonra Tom'a
" 30 yıldır neden annemle yaşadığımı hiç sormadın. Kadınları mutlu edebilirim. Güzel bir çiftliğim var. Yakışıklıyım. Benden hoşlandığını biliyorum. Gitme." diyerek akılları karıştırıyor.


Tom o kadar aşık ki sırf sevgilisini anımsattığı için sevgilisinin ağabeyi Francis'in yanından ayrılamıyor, "onun gibi kokuyorsun, sesin onun gibi" diyor, Francis'in ona şiddet göstermesine rağmen onun yanından ayrılmıyor. Sevgilisini kaybetmenin verdiği duygusal çöküşle ve Francis'in onu anımsatmasıyla sevgilisinin ağabeyi Francis'e ilgi duymaya başlıyor izlenimi veriyor.
Bir insanın duygusal boşluk anında ne denli saçmalayabileceğini de gösteriyor film bize. Başrolü (Tom), Xavier Dolan kendi oynamış. Filmin başında çalan fransızca şarkı ise "Les moulins de mon cœur".

Filmdeki en dokunaklı sahne ise bana kalırsa Agathe'nin, oğlunun sevgilisi sandığı Sarah ile tanıştıktan sonra oğlunun  kutuda sakladığı eşyalarını ona gösterirken ağlayarak: 
 "Senin olsun Sarah. Hepsi senin olsun. 
 Neden kutuyu almıyorsun? 
Neden yapman gerekenleri yapmıyorsun? 
Neden üzgün görünmüyorsun? 
Neden mezarına gitmek istemedin? 
Neden bana çiçek getirmedin? 
Tom neden kilisede konuşmadı?" diye yakarışlarıydı. 
Aslında bir eşcinselin ailesine söylemeyerek ilişkisini gizli yaşaması iyi bir şey miydi ki bunu sorgulattı film. Francis annesinin üzülmemesi için kardeşinin ilişkisini gizli tutarak asıl böyle yaparak üzülmesine sebep olmuştu annesinin.
xaiver dolan

İmdb Puanı: 7,0

14 Temmuz 2014 Pazartesi

RESİDENT EVİL SERİSİ SONA ERİYOR

olumcul deney

Video oyunundan uyarlama olan Resident Evil film serisi 6. film olacak Resident Evil: The Final Chapter ile sona eriyor.
Filmin Eylül 2014'de vizyona gireceğine dair söylentiler doğru çıkmadı. Serinin senaristi ve yönetmeni Paul W.S Anderson bir röportajında, çekim için belli bir tarih ayarlanmadığını, taslak senaryonun üzerinden gittiğini henüz senaryonun ortasında bulunduğunu açıkladı. Filmin 2015 mi 2016'da mı vizyona gireceği sorusunu "Bilmiyorum. Sanırım benim yazma hızıma göre değişecek, henüz belirlenmiş bir tarih yok ama umuyorum yakında bir duyuru olacaktır" diye yanıtladı. İmbd ise 2016 tarihini belirtmiş durumda. 

13 Temmuz 2014 Pazar

ANGELİNA JOLİE VE BRAD PİTT YENİDEN AYNI FİLMDE

Angelina Jolie ve Brad Pitt aşklarının başladığı Mr&Mrs Smith filminden 9 yıl sonra yeniden aynı filmde. Film Malta'da çekilecek. 
Malta Başbakanı film için "Mutluyum, Holywood yapımcıları bir kez daha Malta'yı seçtiğiniz için ve Bay Pitt ve Bayan Jolie ailesini üç yıl içinde ikinci kez ülkemde ağırlayacağım için. Eminim bu film güzel kardeş adamız Gozo'nun dünya haritası üzerine konulmasına yardımcı olacaktır." dedi.
Brad Pitt Angelina Jolie ikilisi mekan araştırması için birkaç hafta önce deniz yakınlarında görülmüşler. Mgarr olan-Xini koyu,
angelina jolie
filmin çekimleri için Başbakan Joseph Muscat'ın açıklamasıyla 3 Temmuz'da birkaç günlüğüne kapatılmış. The Times of Malta, saha çalışmalarının çoktan başladığını bildirdi.
                                                                                                                
Kaynak:The Times of Malta.

12 Temmuz 2014 Cumartesi

HER / ASK

 
sinemadvdde

Yönetmen: Spike Jonze
sinema, dvdSenaryo: Spike Jonze
Oyuncular: Joaquin Phoenix, 
Scarlett Johansson (seslendirme)
Vizyon Yılı: 2013
Filmin konusu bir insana bağlamaktan ve bu yüzden de bir insanla aşk yaşamaktan korkanlara, kediye köpeğe veya insan dışı herhangi bir objeye bağlananlara çok güzel bir mesaj içeriyor. Adam ilişkisini yürütememiş biriydi ve "sanki hissedebileceğim her şeyi hissetmişim gibi" diyordu. O kadar çok sevdiği insanla da olmamıştı bir daha kiminle olabilir baştan sevebilir güvenebilirdi ki bitmeyeceğine? Boşanma imzasını bir türlü atamamıştı. Sonra her zaman orda olacağını düşündüğü işletim sistemine bağlandı. O bir insan değildi, terk edemezdi. Tamamen bağlandı ona. Fakat işletim sistemi bile terk etti. Ve o gittiğinde geri döndürmek için çabalayamadı, varlığı bile yoktu Samantha'nın. Yani sonunu, bitip bitmeyeceğini düşünmeden korkmadan bağlanmalıyız hayatımıza aldığımız insanlara. Sonuçta filmdeki ütopik örnek gibi bir yapay zeka bile olsa bırakma ihtimali var.
İmdb Puanı: 8,1